Pirelerle Mücadele Etmek Sizi Hastalıklardan Nasıl Korur?

Yapılan son araştırmalara göre, pirelerle girişeceğiniz bir mücadele, sizi çok ciddi hastalıklardan koruyabilir.

Günümüzde, bakterilerle savaş çok daha yaygınlaştı ve kişisel bir boyut kazandı. Kuzey Carolina Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi’nde Baritonla bakterisi üzerinde çalışan bir grup araştırmacı, bu bakterinin sebep olduğu enfeksiyonlar ile insanlarda ortaya çıkan romatizma benzeri hastalıklar arasında bir bağlantı keşfetti.

Peki, Bartonella bakterisi nedir?

Bartonella, pire, kene ve benzeri ısırma özellikleri taşıyan böceklerde bulunan bir bakteri türüdür. Belki kedi tırmığı adlı hastalığa neden olan Bartonella Henselae adlı bakteriyi duymuşsunuzdur. Tüm bunları bir araya koyduğumuzda görüyoruz ki pireler, romatoit artrit gibi hastalıkların meydana gelmesinde çok rahat biçimde, etken olarak gösterilebilir.

Bakteri ve Kenelerle İlgili Önemli Bulgular

”Enfeksiyon Temelli Hastalıkların Oluşumu” adlı derginin Mayıs-2012 sayısında yayınlanan bir araştırmaya göre, 300 kadar insanın %62’si, bu bakterilere karşı üretilen antikorlardan kaynak alan romatizmal hastalıklardan mustarip ve %42’sinin DNA testleri, kanlarında Bartonella bakterisi taşıyor. Tüm bu deney grubunun %85’i köpeklerle, %68’i ise kedilerle ilişkileri olduğunu kaydediyor. Ayrıca, %77’si pirelere maruz kalıyor ve %68’i, bir hayvan tarafından ısırılmış veya tırmalanmış.

Aynı zamanda, hastalarda daha önceden Lyme hastalığı, kronik yorgunluk, artrid, çeşitli eklem romatizmaları ve fibyomiyalji gibi hastalıkların teşhis edildiği de göz önüne alındığında, Bartonella’nın doğrudan üzerinde konakladığı kedi ve köpeklerde de çeşitli hastalıklar ortaya çıkarması ihtimali çok daha kuvvetleniyor.

Bilim insanları, özellikle insanlarda, Bartonella bakterisi ve bu hastalıklar arasındaki bağı tüm açıklığıyla, hiçbir boşluğa yer vermeden, tüm kesinliğiyle ortaya koyabilmiş değiller, ancak fizikçilerin bu hastalara özel teknik ve tedavi biçimleriyle yaklaşıp taşıyıcı kaynaklı bu hastalıklarla Bartonella bakterisi arasındaki bağıntıya ışık tutmaları umuluyor.

Maalesef, bu bakterileri teşhis etmek çok kolay değil. Bilim insanları, bu bakteri üzerine yıllarca çeşitli araştırmalar yaptılar, ancak kesin bulgular ortaya koyabilecek test tekniklerine sahip değillerdi. Ancak teknolojideki son gelişmeler sayesinde, artık Bartonella’ya biraz daha yakından bakabilmekteyiz.

Testin Yeni ve Güvenli Yolu

Dört yıl önce Kuzey Carolina Üniversitesi’nde, Dr. Edward Breitschwerdt liderliğinde bir araştırma grubu, insan ve hayvan üzerindeki Bartonella oluşumlarını araştırabilecek nitelikte, özel ve hassas bir test tekniği geliştirdiler. Devrim niteliğindeki bu çalışma hakkında daha fazla bilgi edinebilmek için Doktor Edward Breitschwerdt ile konuştuk.

”Yakın zamana kadar, kedi tırmalaması hastalığı, kendi kendini sınırlayan bir enfeksiyon zannedilirdi ve kan testi teknikleri, bağışıklığı sağlam insan, hayvan veya atlardaki Bartonella bakterisinin varlığını saptayabilecek gelişmişlik düzeyinde değildi.” diyor Dr. Edward Breitschwerdt.

Bu yeni bulgular ışığında, Dr. Edward Breitschwerdt’ın vardığı sonuç ise şöyle: ”Bartonella bakterisi kaynaklı Bartonelloz hastalığı, tıp ve veterinerlik bilimlerinin gelişimi açısından oldukça kritik bir noktada duruyor. Bu hastalıkla ilgili önemli sorulara cevaplar verilmesi, sağlık olgusu açısından gerçek bir öncelik.”

Dr. Breitschwerdt, Bartonella’yı insan, kedi ve köpeklerde çeşitli hastalıklarla yol açabilecek bakteriler üzerine edinilen bilgiler alanında, ”oyunda dengeleri değiştirecek faktör” olarak görüyor. Bu noktada, şunu belirtmekte de yarar var ki özellikle Bartonella’nın evcil hayvanlar üzerindeki bulaşıcılığı ve taşınması süreci, hâlâ araştırmaya ihtiyaç olan bir alan.

Peki, tüm bunların evcil hayvan sahipleri için karşılığı ne?

Peki, tüm bunları öğrendikten sonra, evcil hayvanınızda nasıl bir koruma uygulamanız gerekiyor? Eğer bu bakterilere karşı kesin ve kararlı önemler almazsanız, bu durum sağlığınız için ciddi bir risk oluşturabilir.

”Mümkündür ki bir Bartonella bakterisi, bir kediye bulaşabilir ve bu enfeksiyon tırmalama, ısırma gibi yollarla insana geçebilir.” diyor Doktor Breitschwerdt.

Pireler, Bartonella’nın birincil taşıyıcılarıdır. Bakteriler olmazsa, kediniz veya köpeğiniz enfeksiyon kapmaz ve sizin de Bartonella bakterisi ile karşılaşma riskiniz çok büyük ölçüde azalır. Kısacası, evcil hayvanınız tamamen piresiz olursa, sizin ve/ veya onun enfeksiyon ile karşılaşmanız/ karşılaşması riski yoktur.

Bu noktada şuna da dikkat çekmek önemlidir ki Doktor Breitschwerdt’in çalışmaları, Bartonella’nın tüm bu enfeksiyonların kesin sebebi olduğunu henüz ortaya koymadı. Yalnızca çeşitli hasta öykülerinde bu bakterinin rolünün sıklığına dikkat çekiyor. Ancak Doktor Breitschwerdt, devam eden çalışmaların, Bartonella’nın hastalığın yayılmasında kesin bir rolü olup olmadığını ve şayet rolü varsa bunun nasıl işlediğini, bakteri ile bağışıklık sistemi arasındaki ilişkiler bütününün niteliğini net biçimde ortaya koyacağını umuyor.

Evcil hayvanınızı pirelerden nasıl korursunuz?

Doktor Breitschwerdt’a bu enfeksiyonlardan kendimizi ve evcil hayvanımızı nasıl koruyacağımızı sorduğumuzda ise verdiği en kesin yanıt ”evcil hayvanın pirelerden arınması” oldu.

Bunu sağlayabilmek için birkaç ipucu:

–Evcil hayvanınızda yıl boyunca pire önleyici kullanın. Veterinerinize danışarak alabileceğiniz, sizi maddi olarak çok sarsmayacak, hem pire hem de kurtçuk türü canlılar için etkili olacak bir koruma ürünü işinizi görecektir. Kediniz hiç dışarı çıkmasa, başka bir kediyle hiçbir etkileşimi olmasa dahi, bu tür ürünlerin kullanımı, pireyle savaşmak açısından oldukça gereklidir.

–Evcil hayvanınız dışarı çıktığında onun yanında olun. Eğer, onun yanında olamayacağınız ve onu denetleyemeyeceğiniz koşullarda dışarı çıkacaksa buna izin vermeyin, onu içeride tutun. Unutmayın ki denetimsiz bırakılmış bir evcil hayvanın, pire taşıyan başka bir hayvanla karşılaşma ve etkileşime girme riski oldukça fazla.

–Evcil hayvanınızı yıkayın. Yapacağınız düzenli pire ve parazit kontrollerinin yansıra, evcil hayvanınızı düzenli olarak yıkamanız da onun derisindeki yara veya doku hasarlarını hemen fark etmenize olanak sağlayacaktır. Özellikle, bu tür böceklerin arttığı sıcak yaz aylarında evcil hayvanlarınızı yıkamanın önemi de artmaktadır.